antalya anal escort
Kendisinde tuhaf bir hal görmediniz mi?
-Hayır.
Ben, Mechinet’nin arkasında, bayan Monist-
rol’un yüzünü iyice görebiliyordum ve yüz ifade-
sindeki en küçük değişmeyi yakalabiliyordum.
Pek büyük bir acı ile yıkılmış, çökmüş görü-
nüyordu, solmuş yanaklarından iri yaş taneleri
yuvarlanıyordu. Bazen iri mavi gözlerinin derin-
liklerinde bir sevinç parıltısının belirdiğini görür
gibi oluyordum.
İçimden şöyle diyordum:
“Bu kadın, suçlu olabilir.”
Daha önce zihnimde doğan bu düşünce, şim-
di daha da kuvvetlenmişti, öne çıktım, birdenbi-
re şunu sordum ona:
-Hanımefendi, siz o uğursuz gece kocanı-
zın boşu boşuna işçisini bulmak üzere Mont-
rouge’a gittiği saatte neredeydiniz?
Hayretle beni süzdü, hafif bir sesle cevap
verdi:
-Buradaydım. Tanıklarım var.
-Tanıklar mı? antalya escort
-Evet. O akşam hava çok sıcaktı. Bir don-durma almak istedim, ama yalnız yemekten
sıkılıyordum.Hizmetçimi gönderdim iki kom-
şumu çağırsın diye. Bunlar, mağazası bizim-
kine bitişik olan çizmecinin karısı bayan
Dostrich ile karşısındaki eldivenci bayan Ri-
vaille. Bu iki kadın geldiler ve onbir buçuğa
kadar burada kaldılar. Onlara sorun, size
söylerler. Başıma gelen felaketlere rağmen,
bu tesadüf, Allahın bir lutfudur.
Acaba gerçekten tesadüf müydü?
Mechinet ile ben, birbirimize hızlı bir göz kırp-
makla, aynı şeyi düşündüğümüzü belli ettik.
Tesadüf bu kadar zekice olduğunda, bir ama-
ca hizmet eder göründüğünde, onun önceden
hazırlanmış olduğundan kuşku duymak zordur.
Ama bu konuda fazla düşünmeye vaktimiz
yoktu.lara escort
Mechinet, ona sordu:
-Siz hiç şüphelenmediniz mi, bayan? Bel-
ki kocanız, cinayeti işlemeden önce size bir
imada bulunmuştur.
-Beyefendi… Onu tanışanız…
-İşlerinizin iyi gitmediğini söylediler bize,
sıkıntıdasınız. konyaaltı escort
-Bu an için evet.
-Kocanız bu güvensiz durumdan dolayı
çok üzülüyor olmalıydı. Özellikle sizin için
üzülüyordu. Size rahat bir hayat sağlamakistiyordu sanırım.
-Beyefendi, yine söylüyorum, kocam suç-
suzdur. antalya escort
Mechinet, bir şey düşünmezmiş gibi bir tavır-
la, burnuna enfiye doldurdu; sonra şöyle konuş-
tu:
-Tuhaf… Peki, onun itirafına ne demeli?
Kendisine sorulduğunda, bu suçsuz adam,
suçlu olduğunu söylüyor. Aklın alacağı bir
şey değil bu.
Genç kadının yüzü hafifçe kızardı, bakışları
dumanlandı. Ağlamaya başladı. Sonra zayıf bir
sesle konuştu

Bir cevap yazın